Yol boyu tırpanlı ölüler

Ölü Kayası'na götüren yoldaki kanatlıların birliğine saldıran ölüleri yok et ve kaybolan yük ile beyaz kanatlıları bul.

Ciyak, Işıldayan Kanat'ın dostu. Rüzgar Halkı senin zaferini çok konuşmak. Birçok askeri yemiş olan devasa Hidra Bataklık Dehşet'ini çıplak ellerinle öldürdüğünü onlar konuşmak. Onlar konuşmak, sen başka ülkenin, başka toprağın savaş sanatını bilmek, onun için galip gelmek. Ben düşünmek, sen benim isteğimi kolaylıkla yapmak.
Askeri birliğimiz köyden doğuya gelmek. Değerli şeyi köye getirmek. Ve orada birisi birliğe saldırmak. Birlik baştan başa yavru kuştan oluşmak. Genç yavrular aptal. Savaşta korkmak, hepsi savaştan kaçmak. Köye gelmek, garip şeyler anlatmak.
Onlar söylemek, askeri birlik geceleyin gitmek. Kırmızı düşmanlar uyumamak, nasıl dağıldık onlar aramak. Lümpen! Proletarya! Hepsinin canı cehenneme... Bizim askerlerimiz kırmızılarla karşılaşmamak ancak başkalarıyla karşılaşmak. Kuş dikkatli git diye söylemek. Gece zifiri karanlık olmak diye söylemek. Ve orada parlak ışık olmak, yolun altında yabancıların içinde ölüleri sakladığı kutu durmak. Yol boyu tırpanlı ölüler... Ve sessizlik!
Ben senden askeri birliğimize ne oldu gidip bakmanı istemek. Askerlerimiz cesur olmak ama ölülerden korkmak. Biz ölüleri hep yakmak. Eğer ölü yürürse o zaman o bizim ölümüz olmamak. Sen kontrol etmek? Ben minnettar olmak!

Görünüşüne bakılırsa bu kutu, Koçak'ın bahsettiği, içinde çok değerli bir nesnenin bulunduğu kutu...

Değerli şeye ise güle güle. Zımbırtı götürüldü. Ee onu nerede aramalı?