Misyoner zor durumda

Tövbe edin! Bırakın esirgeyen Yüce Işık kalbinize insin! Diz çökün! Siz üst yönetimin talimatlarını, baba nasihatini ve anne sevgisini unutmuşsunuz! Ama bunların hepsi size dönecek! Yalnız tövbe edin!

Siz bir kere cesaret gösterip savaşçı saflarını terk ettiniz, şimdi de geri dönme cesaretini gösterin! Ordu sizi bekliyor! Size ihtiyacımız var! Işık sizi yalnız bırakmaz! Tövbe edin!

Sen, tövbe ettin mi? Nasıl? Sen firari falan değilsin. Baksana şunlara! Bu büyük savaşçıya bakın! O bir vatansever! Onun silahı güneşte parlıyor, göğsünde ise sadık bir kalp atıyor! Siz de böyle olacaksınız! Yalnız tövbe edin! Tövbe edin!..

Açıkçası bunların dediklerimi anladıklarını sanmıyorum. Sana yalvarırım, çıkar beni buradan! Barış elçisi değil sanki... Bir tutsağım. Bir de bir fidye olayı duydum. Sana Işık'ın adıyla yakarıyorum, beni burada bırakma! Çıkar beni buradan!

Оho! Artık bu bilginin senin için dua etmesi gerekir. Şansımız yaver gitti!

Görüyor musun nasıl da her şey yoluna giriyor? Biz kendi tarafımızdan, mabet kendi tarafından. Böylece, bu zavallıları ordumuzun saflarına döndüreceğiz. İmparatorluk denen hidranın kafasını koparacağız! İşte!