Evrensel çevirmen

İmparatorluk karakolundaki Guras Teraz'a 5 porsiyon azgın mantar eti getir, mantar rakısını al ve beş nöbetçi kanatlı ile gözlemciye ikram et.

Dünyada iki evrensel dil olmak. Eeeee, yani dünyada iki evrensel dili olmak vardı. Tüh, şu kuşlarla muhabbet ettikten sonra kuş diliyle konuşmaya başlıyorsun.
İlk evrensel dilde Zıpkın kızıl tüylülerle konuştu bile, sonucu da herkes görmek. Eee, görüyor. İkinci evrensel çevirmeni hazırlamak, tüh, ben hazırlıyorum. Ayrıca son haberlere göre kuşlarımızı savaşa göndermek için haddinden fazla çevirmen gerekecek.
Gerçek bir simyacı ne yapması gerektiğini her zaman bilir. Simyacılık ve tekno büyü fakültesinin yurdunda, tabure bile yaptığımızı hatırlıyorum. Burada denediğim hammaddeler arasında en iyisi mantar etidir. Kamp etrafında sürünüyorlar, görüyor musun? Vur onları, içlerini temizle ve etlerini buraya getir. Her şey açık mı? Ben çabucak pişiririm, sen de yavru kuşlarımıza ikram edersin. Bakarsın, ilişkiler düzelir!

Kanatlılarla değişik tarife denemek, şimdi de dönüm dilmiyor.

Vatanperverlik, kahramanlık, vatan için ölmeye hazırlık, her şey için tarifim var. Yeter ki ham madde getir!