Vahyin arka yüzü: At-Zako

Sonunda... Bu bedenin ne işkenceler gördüğünü tahmin bile edemezsin! Lanet olası Nihaz... Hepsi onun suçu. Onun yalanları, halkımı bu rezil sona götürdü.

Ben... Ona duyduğum nefreti tarif edecek bir kelime bulamıyorum! Ve sen... Senden nefret etmiyorum. Sen, karanlık Tanrı'nın bu oyununda sadece kör bir piyonsun. Hatta beni ızdıraplarımdan kurtardığın için sana müteşekkirim. Teşekkürümün bir parçası olarak, beni Nihaz'a meydan okumaya iten asıl nedeni sana anlatayım.

Uzun zaman önce, halkım çok güçlüyken, neredeyse ejderleri bile yok edecek güçteydik. Ama sonra Nihaz ortaya çıktı ve eğer Saran özgürlüğüne kavuşacak olursa, bizimle birlikte tüm evrenin de sonunun geleceğini söyledi. Bu sözler atalarımı korkuttu. Hepsi o an yok olsalar daha iyi olurdu ya, neyse... Nihaz ikna etmesini çok iyi bilir. Bize, Tanrıların dünyalar arasında dolaşmak için kullandıkları Yıldız Kapılarını gösterdi. Bize herhangi bir tehlike durumunda, sadece bizim sözümün geçtiği bir dünya vereceğine dair söz verdi. Saran'ın laneti, insanlarımın tamamına yakınını sildi süpürdü. Hayatta kalmayı başaranlar, çaresizlik içinde Nihaz'a yalvararak verdiği sözü tutmasını, onları lanetin ulaşamadığı bir dünyaya götürmesini istediler.

İlginçtir, Nihaz asla doğrudan yalan söylemez. O zaman da söylemedi. Ve Bize yeni bir dünya verdi. Zifiri karanlıkla ve rutubetle dolu yeraltı mağaralarından ibaret bir dünya... Lanet, artık Cun olmayanların peşini bıraktı. Bana sorarsan keşke yalan söyleseydi de hayatta kalmayı başaranları da oracıkta öldürseydi... Ölüm, bu iğrenç kaderi yaşamaya mecbur kalmaktan kat kat iyidir.

Senin kaderinin de aynı olacağını görebiliyor musun? Nihaz yalan konuşmaz ama sözleri saf zehir gibidir. Çünkü gerçeğin birçok yüzü olabilir. Ve her zaman görmek istediğin gerçeği görürsün. Aklını başına toplamak için hiç de geç sayılmaz! Nihaz'a meydan oku ve onun üstesinden gel. Aksi takdirde, yalanları seni er ya da geç keskin bir kılıç gibi doğrayacak!

Nankör alçak! Ben! Seni koyun sürüsünün arasından ben çıkardım! Sana ben güç bahşettim! Sana dünyada kimsede olmayan bilgiyi ben bahşettim! Teşekkürün bu mu?!

Atalarımız gerçekten doğru söylemiş, besle kargayı oysun gözünü!