İnanç soruları

Şaman tabletini kampta Sarhan Aster'e göster.

Tablet garip çizimlerle kaplı, onların harf mi yoksa resim mi olduklarını bilmiyorum. Belki de ikisi birden geçerlidir. Hiçbir şey anlamıyorum...
Yine de... Sarhan Aster bir defasında bana her yazının, hatta en ilkellerinin bile şifresini çözebileceğini söylemişti. Belki de gidip onunla konuşmalısın.

Ne var? Bir ilkel vahşi yazısı örneği mi? İlginç... Bir bakayım!
...
Tungar kelime dağarcığı aşırı derecede ilkel. Yaratıcı düşünceden yoksun basit bir dilbilimsel sistem; gerçekliği, eleştirel bakış olmadan olduğu gibi kabul ediyorlar. Bu basit çizimlere bakmak bile IQ düşürmeye yeter. Yine de, burada yazılanları kolayca anlayabiliyorum.
İki dünya olduğu yazıyor: Biri dünyevi olan soğuk ve düşmanca dünya, diğeriyse "tanrıların" yaşadığı "cennetsel" olan dünya. Tungarlar eskiden "cennetsel" dünyada yaşadıklarını düşünüyorlar, ya da sadece onun varlığına inanıyorlar. Her daim sıcak ve herkese yetecek kadar çiğ et barındırıyor. Evet, çiğ et. Onu çok seviyorlar. Şimdiye kadar birbirlerini neden yemediklerini anlamıyorum.
En ilginç olan şey ise, mağaranın cennetsel dünyanın bir çeşit "sınırı" olduğunu sanmaları. Burada, bir "iblisin" kurban ayiniyle buzun yarılıp cennete giden yolu açtığı yazılmış. Acaba Elenayı kurban etmelerine izin vermeli miyiz? Şaka yapıyorum, şaka!
Pekala, şu Buzdan Duvarı yıkıp Tungar "tanrılarının" yaşadığı "cennetsel" dünyayı görmemiz lazım. Ama asıl soru, bunu nasıl başarırız.