Merak uyandırıcı paradoks

Sayın beyefendi, değerli zamanınızın beş dakikasını çalmama lütfen izin verin. Sizinle olağanüstü önemli bir işim var. Ben, tabiri caizse, tüm bu hayallerin mimarının zorbalığına karşı çıkan partizanlardan biriyim. Bağışlayın lütfen, şu an ismimi söyleyemem fakat Direniş'te bana Hayalet derler.

Ortak bir arkadaşımız, sizi bu muhteşem illüzyonun kumaşındaki yırtıkları aramaya gönderdi. Ayrıca aramalarınız, korkutucu da olsa gayet ilgi çekici yaratıklar tarafından iki kere engellenmeye çalışıldı. Baltacı dediğimiz o yaratıklar, ustanın, bu yanılgının kumaşını dokuyan ve bunu -tabirim için kusuruma bakmayın ama- kundaklayanların bu kumaşı yırtmasını istemeyen cellatlarıdır. Hayali dünyanın sınırlarında, bu dünyanın yaratıcısının onlara verdiği tüm güçlere sahipler.

Yenilmez gibi görünüyorlar değil mi? Doğru ama dikkatinizi son derece merak uyandırıcı bir paradoksa çekmeme izin verin. Gerçekliğin ve hayalin kumaşını yırtıklara karşı korumak için, yırtıkların bu kumaşın içine dokunmuş olması gerekir. Bu da demek oluyor ki, onlar kendi hizmetlerinin doğası gereği bu dünyanın kural ve kanunlarıyla sınırlanmış olmalılar... Bir başka deyişle, kendi içlerinde bir zaafa sahip olmalılar.

Geri kalan şeyse, bu zayıf tarafı bulup ondan faydalanmanın yöntemini bulmak. Elimizdeki tek somut şeye yönelelim. Baltacının öldürdüğü şu zavallı kanatlıya bu olayı sorun. Belki de onun hikayesi bizi çözüme ulaştırır.